Sayfalar

30 Mayıs 2014 Cuma

Sweatwater Reserve & Conservancy, Nanyuki






Safari--- Nairobi Milli Park`ı




Hillcrest International School




Dilara okul takiminda hockey oynarken:)



Güvenlik

Güvenlik konusu aslında son derece hassas ve kapsamlı bir konu. İnsanın yaşadığı yerde kendini güvende hissetmesi çok önemli. Afrika`dan bahsedince insanin aklına gelen birkaç konuda biri şüphesiz. Hepimiz yaşadığımız ülkenin ve şehrin güvenli olmasını bekleriz. Her ne kadar günümüz dünyasında tamamıyla güvenli denilecek bir yer kalmamış bile olsa, özellikle Afrika kendi dinamizmi icinde pek de güvenli olmayan bir bölge. Muhakkak ki dünyada cok daha tehlikeli şehirler de var, ama acikcasi Nairobi de bu konuda bir unvan yapmis. Hatta Nairobi ye `Nairobery` ismi bile verilmis. Bazen fazla insafsiz olunduğunu düşünsemde, burada yaşadığım bazı tecrübeler kendi kendime 'tam da yerinde bir isim verilmis' demeden de edemiyorum.

Istatisiklere gore Kenya genelinde, özellikle Mombasa ve Nairobi de, suç oranı bir hayli yüksek. Genel olarak hırsızlık çok yaygın, ama bunun yanında maalesef can güvenliği riski de bir hayli yüksek... Dünyanın her yerinde olduğu gibi, burada da insanın yaşayacağı yeri iyi seçmesi, ve bölgeyi tanıması kimi zaman hayati bir önem taşıyor.

Afrika`da yaşarken atılan birkaç akılcı adım, insan güvenliğini bir hayli etkiliyor. Örneğin hava karardıktan sonra mecburi, acil durumlar, dışında trafiğe ve dışarı çıkılmaması, değerli eşyaların, kolye, küpe ve saat gibi, takıların kullanılmaması, yeteri kadar nakit taşınması, kredi kartı taşımamak, özellikle kalabalık yerlerden kaçınmak ve kesinlikle çantanın ağzının kapalı ve ön de tutulması. Aşağıya da zaten daha detaylı da yazacağım. Tabii bir yandan kulağa da paranoid gelmek istemiyorum açıkcası. Ama her zaman önlem almayı tercih etmişimdir, hani derler ya 'son pişmanlık fayda etmez, diye, işte aynen öyle.

Özellikle, geçen sene Westgate Alisveris Merkezinde olan terrorist saldırısından sonra güvenlik iyicene problem haline geldi. İlk geldiğimiz sene kendimi bu kadar tehdit altında hissetmemiştim, o zaman da herhangi bir durumda tehlikeyle karşı karşıya olacağımızı biliyordum tabi ama yukarda saydığım önlemleri aldıktan sonra göreceli olarak o kadar da huzursuz değildim. Gelin görün ki, özellikle son altı aydır gerek konsolosluklardan gerekse arkadaş çevremizden aldığımız haberler pek de iç açıcı değil. Günlük hayatımıza devam de etsek de, insanın huzurunu bozmaya yetiyor artıyor bile.

Kendi yaşanmışlık tecrübelerime dayanarak aşağıya bir liste yaptım. Eğer olurda Kenya'ya safariye, burada da yaşamaya veya iş gezisi için ziyaret etmeye gelirseniz, aklınızın bir kenarında olsun. Tabii planlarınızı erteleyip iptal etmeyin ama lütfen önleminizi alın.

- Hava karardıktan sonra acil durumlar dışında dışarı çıkmayın
- Üzerinizde yüklü nakit taşımayın, harcayacağınız kadar.
- ATM den para çekerken, etrafınıza dikkat edin, mümkünse parayı cüzdanınıza etrafa göstermeden koyun
- Üzerinizde kesinlikle değerli takı taşımayın, küle, kolye, yüzük ve dikkat çekici kol saat dahil
- Kalabalık yerleden uzak durun, çantanız hep önünüzde ve ağzı kağalı olsun (annemin gençken bana verdiği öğütleri hatırladım birden:))
- Arabanızın camını mümkün olduğunca açmayın, kapılar arabaya bindiğinizden itibaren kilitli olsun
- Trafikte olurda birisi yanlişlıkla yan aynanıza çarparsa, KESİNLİKLE CAMINIZI İNDİRİP AYNANIZI DÜZELTMEYİN! Bizim başımıza geldi!! Ciddi bir mafya var, ve anında kapılarınızı açıp arabanın içine giriyorlar!!
- Devlet hastanelerinden ve walk-in cliniclerden uzak durun! Aga Khan, Gethrude , Nairobi ve Karen Hospital tecihleriniz olsun.
- Eğer safariye gidecekseniz veya Nairobi dışına çıkacaksanız, kesinlikle malaria için hazırlıklı olun. Gideceğiniz bölgeye göre, yanınızda muhakkak malaria için ilaç, sizin için sinek kremi, etraftaki hastanelerin listesi, üzerinize açık renk uzun kollu ve pantolon tarzı kıyafetler giyin (özellikle gün batımından sonra)
- Uyuyacağınız oda da  akşamları muhakkak mosquito net (sineklik) olsun, ama MUHAKKAK!
- Kredi kartı taşımayın.
- Eğer buraya taşınmayı düşünüyorsanız, taşınmadan önce muhakkak önceden birkaç günlüğüne gelin ve yaşayacağınız yeri ve bölgeyi belirleyin. Benim de ayrıca bu konu ile ilgili ayrı blogum var ona da bakabilirsiniz.

Bir de aklınızda olsun, yazdıklarım sadece önlem için:) Kenya da güzel vakit geçirmeniz deliğiyle.






Afrika`ya taşınma kararı

Taşınmak gerek fiziksel açıdan gerekse ruhsal açıdan biraz yorucu bir işlem. Çok taşınan, sadece ev ve şehir değil bir de ülke (hatta kıta:)) değiştiren biri olarak bunu rahat bir şekilde söyleyebilirim. Her ne kadar yeni bir yere taşınma fikri bana heyecan verse de, aynı zamanda içimde endişeler de taşımıyor değilim. Geriye dönüp bakınca özellikle Afrika`ya taşınmamiz sanrım simdiye kadar hayatımda verdiğim en major kararlardan biriydi. Kenya da üçüncü senemize girdik, ben bile bazen buraya nasıl taşınmaya cesaret ettiğime inanamiyorum:) Hele hele kucağımda henüz bir hafta önce 1 yaşına basmış oğlum ve 5.5 yaşındaki kızımızı da dikkate alacak olursak cesur bir karar bile olduğunu söyleyebilirim. Tabi bunu üzerinden birkaç sene geçtikten sonra daha rahat söylüyorum. Insan zaten ilk sene içinde bulunduğu ve yaşadığı durumu algılayamıyor. Hiç bitmeyen koşturma, okullar, evde yasanan yapısal sorunlar, etrafı keşfetme derken ilk 6 ay zaten geçiyor, ortam rahatlayinca, insan işte ancak o zaman çevresini ve içinde yaşadığı ülkeyi ve kültürü algılamaya başlıyor.

İşte bu açıdan bence Afrika`ya taşınmak büyük bir karar. Ve bu kararın iyi duşülmesi ve tartılması bütün olasılıkları mümkün olduğunca akılcı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Muhakkak ki plan ve program dışı hayat önümüze tecrübeler getirecektir ama ne olursa olsun insanın gideceği ülke hakkında maksimum bilgi edinmesi bence çok onemli.

Düşünüyorum da çok uzak değil, 10 sene önce böyle bir karar alsaydık, o zaman internette üzerinden bu kadar bilgiye ulaşmak ne kadar da zordu (ki hala da bence internette yeterli bilgi yok, bloglarima başlamamin sebeplerinde biri de o zaten).  Etrafımda arkadaşlarim var,15-20 sene once Kenya'ya gelip yerleşmişler, onlara hayran olmamak mümkün değil. Cesaretleri, kendine güvenmeleri ve şikayet etmemeleri gerçekten takdir edilecek bir sey. Ve her sohetlerimizde baslarindan gecenleri duydukca, sikayet etmememeye calisiyorum, bir nevi nefsi terbiye oluyor acikcasi.




28 Mayıs 2014 Çarşamba

Iki blog ayni anda

Anladim ki iki farkli dilde iki ayri blog yazmak cok zormuş. Durumu anladım ki biraz hafife almışım! İşin en önemli kısmı insanın kendini iki ayrı dilde yazarak ifade etmesi ve bunun bir hayli zaman alması. Aslında google üzerinden tam bir çeviri opsiyonu olsaydı o kadar sevinirdim ki:)

İngilizce okunma oranım ve tabii ki Kenya'da yaşıyor olmamız ingilizce bloguma ağrılık vermeme sebep oluyor. Açıkcası Türkçe blogumu biraz ikinci plana attım. Buna bir de çocuklarım ve günlük koşuşturma da işin içine girince sanırım motivasyonumu tümden kaybediyorum.

Diğer blogumda 100'e yakın yazım var, ve hepsini buraya birebir geçirmek çok istiyorum ama tek tek çevirmekten ziyade bunun daha hızlı bir yolu olsaydı keşke. Sanırım biraz tembellik yapıyorum değil mi...Hepsini tek tek yazmak neredeyse imkansız çünkü o günün duygu ve düşüncelerini aynı dille aktarmak maalesef çok zor. Olmuş bir olayı aylar ve bazı yazılarım için bir yıl sonra yazmak bir nevi anlamsızlaştırıyor. Diğer yandan Türk bloggerlarla paylaşmak istediğim Afrikaya dair o kadar çok konu var ki.

Bugün yine internetten birebir çeviri için araştıracağım. Her ne kadar birçok kişi ingilizce okuyabilse de sanırım Türkiye'de yaşayan bir blogger yazılarımı Türkçe okumayı tercih edecektir.

Bugün söz en azından birkaç yazımı baştan yazacağım. Sizde beni okumaya devam edin ama olur mu:)